/
    ANASAYFA » KRESENDO ANAOKULLARI

    Kreşendo

    Bu zamanda anne baba olmak çok zor diyoruz ya, aslında çocuk olmak daha zor. Çünkü çocuklar zamanının çoğunu kendilerine bir şeyler öğretmek için sürekli başlarına konuşan  yetişkinlerle geçirmek zorunda. Mesela, muhtemelen zaten kısıtlı zamanlarda gittiği parkta bindiği salıncakta gönlünce rüzgarın ve sallanmanın tadını çıkaran bir çocuk, aniden bir yetişkinin (anne, baba, bakıcı vs.) öğretme sevdasıyla bu zevkinden mahrum kalabiliyor. 
    Aileler çocuklarının bu kadar fazla bilgiye sahip olmasından gurur duyuyor olabilir ya da harika aktivitelerle çocuklarına muhteşem şeyler öğrettiklerini düşünebilirler ama maalesef bu böyle değil.

    İnsanlar nasıl öğrenir? Araştırmalara göre yeteneklerimizi belirlememizdeki en önemli faktör zekamız değil, öğrenme sürecimiz. Bu bilgi, öğrencilerimize nasıl öğrettiğimizi gözden geçirmemizin ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor. O halde şunu sormalıyız: Öğrenme ve bilgi edinme konusunda en çok nasıl etkin olabiliriz? Bir şeyi dinleyerek mi, görerek mi, yaparak mı, yaratarak mı yoksa bunların bir birleşimiyle mi?
    Son dönemde, öğrencilerin, görünüşte tamamen farklı konular arasında bağlantı kurmalarına izin veren multi-disipliner öğrenme anlayışı, eğitimdeki yeni eğilim haline geldi. Kinestetik öğrenme ise öğrenmenin farklı yolları arasında bağlantı kurarak, bu modeli bir üst seviyeye taşıdı. Üstelik bu süreç daha etkin bir öğrenmeyi ve bilgi edinmeyi sağlıyor.
    Kinestetik öğrenmede, hareket ve eylem, ders dinleme gibi öğrenmenin daha pasif yollarının yerine geçiyor. Herkes muhtemelen öğrenmenin bu şeklinin etkinliğini deneyimlemiştir. Öğrenmenizin üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, insanların çoğu bisiklete binebilir ya da havuzu bir baştan diğer başa yüzebilir. Bir zamanlar bildiğim piyano eserlerini hala çalabiliyorum. Aynı müziği duyduğumda bir zamanlar yaptığım dans hareketlerini tekrar hatırlayabiliyorum. Ancak bir zamanlar ezberlediğim ülkelerin başkentlerini ya da periyodik tablodaki tüm elementleri hatırlayamıyorum. Ne kadar ezberlersek ezberleyelim, kas hafızamız çok daha güçlü gibi görünüyor. En iyi, zihnimizi ve bedenimizi birleştirdiğimizde öğreniyoruz. O halde bedenlerimizin sunduğu fırsatları sonuna kadar kullanalım ve okullarımıza kinestetik öğrenmeyi getirelim dedik. Ve kreşendoyu bu modelle oluşturduk.

    Yaş gruplarına göre atölyeler, konu başlıklarımıza göre faaliyetler zihinlerde pekişmesi için oyunlar şarkılar ve resimler.
    Nasıl ki matematikte uzmanlaşmak için kesinlik ve disiplin gerekir ise, aynı şekilde dans, spor ve yazı yazmak da böyledir.
    Çocukları teşfik etmek herşeyin en başında gelir.çünkü onlar henüz çok küçüktür, çok meraklıdır ve hepsi farklı bireyler, farklı karakterlerdir. Bunun için takım haline gelmek aslında bir çok şeyi başarmak demektir. 
    Takım olarak öğrenme ve birbirini cesaretlendirerek teşvik etmek, bizim yaratmaya çalıştığımız destekleyici ortamın en önemli parçasıdır.

    Anaokulları, ilkokula geçiş sürecinde çocuklarda değerli izler bırakırken önemli olan “Çocuğun Hala Çocuk Olma Yolunda Devam Eden Süreci”dir. Okul öncesi eğitimi, çocuklarının okula hazır hale getirilmesi, akademik bilginin oyun saatinin yerine geçmesi, ilkokul birinci sınıf becerilerinde öğrencinin uzmanlaşması ya da öğrencinin başarısını değerlendiren standant testlere sırtımızı yaslamak değildir.

    Okullarımızda uzun süre sessizce masada oturmaya zorlanan çocuk yoktur.

    Öğretmen bireysel olarak öğrenciler ile çalıştığı gibi küçük ve büyük gruplar ile etkinliklerini sürdürür.

    Çocuklar her gün açık havada oynayacak fırsat bulurlar. Doğa ile baş başa kalırlar, keşfederler, üretirler. Bu zaman aralığı hiçbir yapılandırılmış oyuna tercih edilemeyecek kadar değerlidir.